Zürih
Doğallık ve zarafeti bir arada bulunduran bir kent. Sularında huzuru bulduğum, bahçelerinde çocuk olduğum, mağazalarında fukaralığımızı yüzümüze vuran :) temizliğine şapka çıkardığım bir şehir. Nüfusu oldukça az. Issızlığından ötürü göç almaya ihtiyacı olan bir kent. Bu kadar güzelliğin yanında barlara, kafelere tıkılmış bir toplum. Alışveriş yapacaksanız şehirde Lidl ve de Migroslar var, bu marketler diğer Avrupa ülkelerine göre oldukça pahalı, ama ucuz alışveriş burada var.
Victorinox bıçakları çok ünlü. Ülkemiz de oldukça yüksek fiyatlara satılan bu bıçakları Migros'tan yarı fiyatına aldık (Kampanya vardı :) ). Birçok mağaza 17:00 gibi kapanıyor. Şaşılacak şekilde en ünlü çikolata mağazası Sprüngli (Maps:47.369482, 8.539288) 18:00 da kapanıyor. Gözlerime inanamadım. Bir akşam gezmesin de rast gele bir merdivenden indik ve benim gibi suyun kenarında yürümeyi seviyorsanız harika bir yer keşfettik. (Maps:47.373788,8.534080)
* Arboretum
Bisiklet kiralayıp şehri turlayabilirsiniz.
Peki kalitenin düştüğü sokaklar yok mu? Biz rastladık maalesef. Fiziksel anlamda kent güzelliğini kaybetmese de, göçmenlerin bulunduğu bölgelerde aleni fuhuş pazarlığının yapıldığını da gördük.
Birçok uluslararası kuruluşun merkezi de Zürih'te. (Fifa gibi)
Şehir merkezine Tren ya da tramvay ile gidilebilir, biz treni seçtik. (10-12 Numaralı tramvaylar geçiyor, ancak durak biraz uzakta, 1.3 km)
Rezervasyon yaptırdığımız otel mesajla içeri giriş kodu vererek oda anahtarımızı almamızı sağladı. Çok tuhaf gelmesine rağmen gayet başarılı, resepsiyon yok ancak pırıl pırıl bir otel de kaldık. Eşyalarımızı otele bırakıp hemen şehri turlamaya başladık.
Uçakta karşılaştığımız Murat amcanın tavsiyesi ile Zürih tren istasyonuna gittik. Görülmeye değerdi gerçekten. Bize Zürih'i ve İsviçre'yi anlatırken sürekli "çok güzel, ama çok güzel" diyordu. Mübalağa sandık ama gerçekten çok güzel ama çok güzeldi. 😄😄😄
Anneler ve engelliler için hayat kolaylaştırılmış durumda, kaldırımların yüksekliği yaklaşık 10-15 cm. Araç kullanırken yolda mı kaldırımda mı olduğunuzu bazen fark edemiyorsunuz :) Hiç trafik olmamasına rağmen, çok fazla ışık var ve sizi çıldırtabilir. Zürih sokakları sürekli kuş cıvıltılarının duyulduğu bir kent. Kuş sesleri günün ilk saatlerinde açtığımız camdan içeriye doluştular ki çok huzur vericiydi.
Aşağıda çok keyif aldığımız birkaç noktayı eklemek istiyorum. Parkları oldukça temiz ve tenha ve bakımlı.
Arboretum (Maps:47.362792, 8.536020)
Rieter Park (Maps:47.357891, 8.530514)
Kirche Enge (Maps:47.362521, 8.529877)
Bahnhof Enge - Tren İstasyonu (Maps:47.364240, 8.531624)
Bahnhofstrasse (Maps:47.371981, 8.538533)
Planlama yaparken çok fazla şehre uğramak istiyorduk. Bunun için araç kiralama ya da tren ile dolaşmak arasında tercih yapmaya çalıştığımızda, zamanı kendimizin planlayacağı bir gezi yapmak için araç kiralamayı tercih ettik. 5 gece için 470 TL ödedik (https://www.easycar.com/en) ki oldukça uygun bir bedel. Aracı Budget firmasından kiraladık ancak, Budget in kendi sitesi üzerinden kiralamak istediğimizde daha yüksek bir bedel ile karşılaştık. Zürihte Otopark ücretleri yüksek, doğru yerlere park etmeniz önemli. Mavi, Beyaz ve Sarı Park yerleri var. Araç kiralarken bilgi alabilirsiniz.
İlk gün Basel üzerinden Eguisheim e gitmeyi planladık ve Fransa sınırını geçtik. Sınır geçişlerinden ürkenler için rahatlatıcı bir bilgi olsun, görevliler lütfedip kulübelerinden bile çıkmıyorlar. Geçişler çok rahat.
Eguisheim için tıklayınız.
Basel'e giriş yaparken tıpkı İsviçre'den Fransa'ya geçişte kontrol olmadığı gibi kontrolsüz şekilde giriş yaptık. Basel'in puslu havası şehri gezmekteki heyecanımızı biraz düşürdü. Ren Nehri kenarında büyük, küçük ve orta köprülerinden geçerek nehir boyunca yürüdük. Rathaus (Municipio)Parlamento binasının bulunduğu cadde Safranbolu evlerini andıran bir görünüme sahip. Açıkçası havanın karanlığı ile şehir o kadar itici geldi ki gezmek istemedim. Bern'e doğru yola çıktık.
Bern için tıklayınız.